Feyza Nur Veziroğlu
Fotoğraf ve dijital harita yerleştirmesi
İstanbul, Türkiye
Bu fotoğraf projesi, Türkiye’deki apartman dairelerinin kapı önlerini, kamusal ve özel alan arasında konumlanan bir eşik olarak ele alır. İstanbul’un farklı ilçelerinde gerçekleştirilen bu projede, apartman daire kapıları doğrudan karşıdan ve sabit bir kadrajla fotoğraflanarak belgelenmiştir.
Bu alanlar; evin içiyle dışı arasında bir geçiş mekânı olarak, süs eşyaları, ayakkabılıklar, çiçekler ve çeşitli gündelik objelerle biçimlenir. Mekânın sınırında konumlanan bu nesneler, kapı önlerini yalnızca bir geçiş noktası olmaktan çıkarır; bireylerin kimliklerini, inançlarını, gündelik pratiklerini ve estetik anlayışlarını kamusal alana taşıyan bir ifade yüzeyine dönüştürür. Proje, bu yarı-kamusal eşiklerin kişisel bellek, toplumsal aidiyet ve kültürel alışkanlıklarla nasıl örüldüğünü görünür kılmayı amaçlar.
Tıpkı Pierre Albert-Birot’nun dizelerinde olduğu gibi:
“Kim çalacak evimin kapısını?
Kapı açıktır girilir
Kapı kapalıdır korkulur
Kapımın dışında atar yaşamın kalbi.”
Bu bağlamda kapı önü, bir sinyal alanı, bir gösterge sistemidir; bazen bir davet, bazen bir sınır, bazen de bir direniş biçimidir. Çünkü bu eşiklerde biçimlenen nesnellikler, bize şunu hatırlatır: Somut ve somut olmayan tüm kültürel miraslarımız, ‘kapımızın dışı’ sayamayacağımız kadar ‘ev’imizin içidir.
“Projede üretilen fotoğraflar, çekildikleri ilçeler üzerinde konumlandırılarak dijital bir harita yerleştirmesi aracılığıyla sunulur. Görsel veriler; kapı önlerinde yer alan süsler, dolaplar, ayakkabılar ve paspaslar gibi ögeler üzerinden belirli sosyolojik filtrelerle sınıflandırılır. Bu sayede fotoğraflar yalnızca estetik birer kayıt olmaktan çıkar; sınıfsal farklılıklar, inanç sistemleri ve kentsel yaşama dair gündelik pratiklerin okunabildiği birer sosyokültürel göstergeye dönüşür.